6 Aralık 2009 Pazar

Alkış üzerine...

Neden alkışlarız? Konserde, etkinlikte, maçta, tebrik ederken, protesto ederken, beğendiklerimize teşekkür, beğenmediklerimize tepki...

İki eli bir araya getirmenin getirdiği birlikteliği tüm insanlarla paylaştıkça alkışımız anlamlıdır. Tek başımıza kaldığımızda genelde vazgeçeriz alkışlamaktan, ellerimizin birlikteliği sırıtır kalabalık içinde..

Hepsi güzel... Birlikteliğin, minnet duygusunun veya bir tepkinin çoğul hali... Peki bu alkış neden konser ortasında patlayıverir? Tam sanatçının coşa geldiği anda, dinleyicinin ve sanatçının maksimum haza ulaştığı anda konsantreler bozuluverir. O çoşa geliş tınıları kaybolur alkışlar arasında. Şaka gibi geliyor bana, bu nasıl minnet göstergesi? O müziğin uç noktasını dinlemek varken, şovenlik vapmak...

Bir kez yaşamadım bunu..
Bugün Erkan Oğur'un bulunduğu Telvin konserinde bir kez daha yaşadım.
ODTÜ gibi bir yerde bile konser dinleme kültürünün oturamayışı üzücü bir durum. Sanatçı tam da coşku ile enstrümanı ile havalanmışken, onu indirmek niye? Peki denilecek ki, sanatçının da hoşuna gider alkışlanmak, takdir görmek... Ona itirazım yok ki benim... Müziğini bitirsin sanatçı ellerin patlayıncaya kadar alkışla, işte o andır sanatçının alkışı beklediği an... Durakladığı, seyircinin takdir etme veya tepki gösterme hislerini dindirmesine olanak tanıdığı. .

Bana alkışlama egosunu tatmin edememek gibi geliyor bu durum. Konsere yılda bir giden eller, tabiki her fırsatta kavuşmak isteyecek birbirine sertçe. Anlamayacak sanatçının halinden, yapılan müziği sabote ettiğinin bile farkına varmayacak, bir görmemişlik edasıyla fışkırtacak coşkuları üzerinden...

Konserler, tiyatrolar, kısacası sanat ürünleri... Toplumun kültür düzeyinden haber vermez mi? Konser dinleme adabını, sanatçıya saygının ne demek olduğunu bilmemek, bu yerlere nadir gitmekten, yahut hiç gitmemekten kaynaklanmaz mı? Tabi insanları da suçlamamak gerekir. Hadi üniversiteleri geçelim, ülkemizin her yerinde; insanlar ne kadar alışkın bu etkinliklere? Ne düzeyde gidebiliyor? Çok gitmemesini, parasız insanların gidememesini de bir kenara bıraktım, parası olanlara bile etkinlik yok, konser yok. Daha uygun fiyata, Türkiye'nin her yerine, büyükşehire, taşraya, köylere, kasabalara... Daha fazla sanatsal değeri yüksek konser, etkinlik, panel, tiyatro, sinema... Sırf insanlar alkışlamaya doysun diye....