17 Şubat 2012 Cuma

Buraya yazmak ironisi

Yazmak ve yazmamak arasında kalmak gitgide. Yazacak şey bulamamaktan değil. Yeter ki o içimizdeki "ben"lik baskın çıksın. Yeter ki üzerini örtmeyi çok sevdiğimiz "ben"lik egomuz ve "ürettiğimi insanlar okusun" egomuz baskın çıksın. Yazacak şey bulunur.

Yazamadığının farkında olmaktan mı biraz, yoksa yazdıklarına bir amaç yükleyememekten mi. Güçler ve ego savaşımı mıdır yoksa tedirgin eden?

Yazarlar ne kadar bonkörmüş aslında. Hele şairler...

O içine ait ve kimsenin aynısını hissedemeyeceği mısraları saçmak etrafa... Nasıl bir cesarettir ve fedakarlıktır sadece sende saklı bir anlamın kokusunu yaymak fütursuzca. Güçler savaşı mıdır bu kadar fedakarlığı yaptıran; yoksa insanların kalbinde ortak bir oda açabilmek midir amaç? Bu saflık mıdır gerçeği kapatan, gerçek sanılan mıdır saflığı yok eden.

Ah şairler...
Bir yazdığı şiiri bir ömür savunurlar mı gururlanarak?
Öylesine yazdığı değil de,
Uğruna şiir olup aktıklarını da savunurlar mı bir ömür boyu, paylaşırlar mı yine fütursuzca?

Artık facebook var, twitter var, bloglar var; yani herkes şair.
Bazen baktıkça asıl kendinden utanır oluyor insan.
Gel gelelim dili varmıyor, eli varmıyor; mecbur.
Buraya bunları yazıyor olmak ironisi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder